Research Article
Ahmet Onur Akpolat, Demet Pepele Kurdal, Mehmet Fatih Aksay
Ortadogu Tıp Derg, Volume 12, Issue 2, pp. 313-320
ABSTRACT
Introduction: Mean Platelet Volume (MPV) is encountered in the literature as a diagnostic marker used to monitor infectious and inflammatory events. We aimed to investigate whether or not there was a change in platelet and MPV parameters in patients diagnosed with periprosthetic join infection (PJI).
Material and Methods: A total of 110 patients were included in the study, consisting of 37 (33.6%) patients with periprosthetic join infection, 38 (34.6%) patients with total knee arthroplasty (TKA), and 35 (31.8%) control group subjects. During the preoperative period and follow-up, MPV, platelet, erythrocyte sedimentation rate (ESR) and C-reactive protein (CRP) values were assessed from routine laboratory tests. Statistical analyses of values between and within groups were conducted using Shapiro-Wilk test, One-way ANOVA, Bonferroni’s test, Pearson’s test, and Chi-square test. P<0.05 and p<0.01 values were considered statistically significant.
Results: There was no statistically significant difference among the groups according to preoperative platelet and MPV values (p>0.05). Postoperative MPV levels were significantly lower and platelet, ESR and CRP levels were significantly high in the PJI group compared to both the control group and the TKA group (p<0.05).
Conclusion: MPV is a useful laboratory parameter in the diagnosis of periprosthetic joint infection in patients.
Keywords: Mean Platelet Volume, periprostatic, infection, diagnosis, knee
ÖZ
Giriş: Literatürde Ortalama Trombosit hacminin (OTH) enfeksiyöz ve inflamatuar olaylarda bir tanı belirteci olarak kullanıldığı görülmektedir. Amacımız OTH’nin periprostetik eklem enfeksiyonu tanısında yararlı bir parametre olup olmadığını araştırmaktır.
Araç ve Yöntemler: Çalışmaya 37 (%33,6) periprostetik eklem infeksiyonlu, 38 (%34,6) diz artroplastili ve 35 (%31,8) kontrol grubunu oluşturan 110 hasta dahil edildi. Preoperatif dönem ve kontroller sırasında alınan rutin laboratuvar örneklerinde OTH, trombosit, eritrosit sedimantasyon hızı (ESR) ve C reaktif protein (CRP) değerlerine bakıldı. Sonuçlar grup içi ve gruplar arasında Shapiro-Wilk, One-way ANOVA, Bonferroni, tPearson’s, Chi-square testleri ile istatiksel olarak değerlendirildi. p<0.05 ve p<0.01 değerleri anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Preoperatif dönemde grupların trombosit ve OTH değerleri arasında istatiksel fark saptanmadı. Periprostatik eklem enfeksiyonu olan grubun postoperatif OTH düzeyleri hem kontrol hem de TKA grubuna göre anlamlı düşük, trombosit, CRP ve ESR düzeyleri ise anlamlı yüksek saptandı (p<0.05).
Sonuç: OTH periprostetik eklem enfeksiyonu tanısında kullanılabilecek faydalı bir laboratuvar parametresidir.
Keywords: Ortalama Trombosit Hacmi, periprostetik, enfeksiyon, tanı, diz
Correction
Serkan Kayabaşı, Fatih Gül
Ortadogu Tıp Derg, Volume 12, Issue 1, pp. 69-72
ABSTRACT
ERRATUM NOTICE: Some errors in the article entitled “New predictive parameters of Pfapa syndrome: neutrophil to lymphocyte ratio and platelet to lymphocyte ratio” which was previously published in Vol. 11 No. 3 pp. 231-244 with DOI “10.21601/ortadogutipdergisi.456084” at https://dergipark.org.tr/tr/pub/ortadogutipdergisi/issue/46899/456084 was recognized by the authors. This article is the corrected version of the original article.
Objective: In this study, neutrophil-lymphocyte ratio (NLR) and platelet-lymphocyte ratio (PLR), which are new markers of inflammation, were compared between patients diagnosed with PFAPA syndrome and healthy individuals.
Material and Method: Thirty patients (Pf group) (16 males, 14 females; mean age 3.33; range 1-21 years) diagnosed with PFAPA syndrome and 30 healthy individuals (15 males, 15 females; mean age 4.01 years; range 1-23 years) (control group) were included in the study. Hematologic parameters of both groups were compared statistically. Neutrophil, lymphocyte, platelet values and NLR and TLO ratios were used for comparison.
Results: When neutrophil, lymphocyte and platelet values were compared, no difference was observed between Pf and control groups (p> 0.05). When the NLR ratios were compared, a statistically significant increase was detected in the Pf group (p = 0.012). When the PLR ratios were compared, no statistical difference was observed (p = 0.117).
Conclusion: PFAPA syndrome is usually diagnosed clinically. However, in diagnosis of difficult clinical cases, the rate of NLR may be helpful as a laboratory finding.
Keywords: PFAPA syndrome, neutrophil-lymphocyte ratio, platelet-lymphocyte ratio
ÖZ
DÜZELTME YAZISI: Dergimizin 11. Cilt 3. Sayı 231-234 sayfaları arası, “10.21601/ortadogutipdergisi.456084” DOI numarası
ile, https://dergipark.org.tr/tr/pub/ortadogutipdergisi/issue/46899/456084 internet adresinde yayımlanan “Pfapa sendromunda yeni öngörücü parametreler: nötrofil lenfosit oranı ve trombosit lenfosit oranı” isimli makalede bulunan bazı hatalar, yazarlar tarafından fark edilmiştir. Bu makale, orijinal makalede yer alan hataların giderilmesi amacı ile hazırlanmış düzeltilmiş versiyondur.
Amaç: Bu çalışmada PFAPA sendromu tanısı konulan hastalar ile sağlıklı bireyler yeni inflamasyon belirteçlerinden olan nötrofil-lenfosit oranı (NLO) ve trombosit-lenfosit oranı (TLO) bakımından karşılaştırıldı.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya PFAPA sendromu tanısı konulmuş 30 hasta (Pf grubu) (16 erkek, 14 kadın; ort. yaş 3,33; dağılım 1-21 yıl) ile 30 sağlıklı birey (15 erkek, 15 kadın; ort. yaş 4,01 yıl; dağılım 1-23 yıl) (kontrol grubu) dahil edildi. Her iki grubun hematolojik parametreleri istatiksel olarak karşılaştırıldı. Nötrofil, lenfosit, trombosit değerleri ile NLO ve TLO oranları kullanıldı.
Bulgular: Nötrofil, lenfosit ve trombosit değerleri karşılaştırıldığında Pf ve kontrol grubu arasında bir fark gözlenmedi (p>0.05). NLO oranları karşılaştırıldığında Pf grubunda (p=0,012) istatiksel olarak anlamlı yükseklik saptandı. TLO oranları karşılaştırıldığında ise istatiksel fark gözlenmedi (p=0,117).
Sonuç: PFAPA sendromu tanısı genellikle klinik olarak konulmaktadır. Ancak tanısı zor konan vakalarda NLO oranı bir laboratuvar bulgusu olarak yardımcı olabilir.
Keywords: PFAPA sendromu, nötrofil-lenfosit oranı, trombosit-lenfosit oranı
Research Article
Funda Erdoğan, Cemile Dayangan Sayan, Mahmut İlkin Yeral, Zehra Sema Özkan, Nevin Sağsöz
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 4, pp. 555-560
ABSTRACT
Aim: The purpose of the research is evaluation of pre-operative white blood cell, neutrophil, lymphocyte, platelet, neutrophil/lymphocyte ratio, platelet/lymphocyte ratio, platelet distribution width, mean platelet volume and plateletcrit values of patients who diagnosed with adenomyosis or leiomyoma histopathologically.
Material and Method: The research group consist of 640 patients. For gathering data, we review the patients’ files retrospectively and we use patients’ complete blood count (CBC) results.
Results: The mean age of the patients are 54.89±5.11 years. 61.40% (n=393) of them are diagnosed with leiomyoma and 38.60% (n=247) of them are diagnosed with adenomyosis histopathologically. There was no difference between the groups in terms of white cell and platelet count, platelet distribution width, platelet crit, platelet / lymphocyte ratios, and neutrophil / lymphocyte ratios. Mean platelet volume and neutrophil counts in the leiomyoma group were significantly higher than in the adenomyosis group.
Conclusions: The mean platelet volume and neutrophilia percentage values are promising as an adjunctive method in differential diagnosis of leiomyoma and adenomyosis diseases, but these findings should be supported by prospective controlled studies.
Keywords: adenomyosis, leiomyoma, platelet/lymphocyte ratio, neutrophil/lymphocyte ratio
ÖZ
Amaç: Bu çalışmada histerektomi sonrası, adenomiyosis ya da leiomyoma histopatolojik tanısı alan hastaların pre-operatif beyaz küre ve platelet sayısı, nötrofili, nötrofil/lenfosit oranı, platelet/lenfosit oranı, platelet dağılım genişliği, ortalama platelet hacmi ve plateletcrit değerlerinin değerlendirilmesi ve iki hastalık arasında bu değerler açısından fark olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Post-operatif histopatolojik tanıları leiomyoma ya da adenomyosis olan 640 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri ve hemogram testi sonuçları retrospektif olarak incelendi.
Bulgular: Toplam 640 hastanın, %61,40’ı (n=393) leiomyoma ve %38,60’ı (n=247) adenomyosis histopatolojik tanısı almıştı. Gruplar arasında beyaz küre ve platelet sayısı, platelet dağılım genişliği, platelet crit, platelet/lenfosit oranları ve nötrofil/lenfosit oranları açısından fark yoktu. Leiomyoma grubunda ortalama platelet hacmi değerleri ve nötrofil yüzdeleri anlamalı olarak adenomiyozis grubuna göre yüksekti.
Sonuçlar: Ortalama platelet hacmi ve nötrofili yüzdesi değerleri leiomyoma ve adenomyozis hastalıkları ayırıcı tanısında yardımcı bir yöntem olarak kullanılabileceği konusunda umut vericidir ancak bu bulguların prospektif kontrollü çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.
Keywords: adenomyozis, leiomyoma, platelet/lenfosit oranı, nötrofil/lenfosit oranı
Research Article
Cihan Bedel
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 4, pp. 404-408
ABSTRACT
Aim: The aim of this study is to determine the effectiveness of the neutrophil lymphocyte ratio (NLR) and platelet lymphocyte ratio (PLR) in the diagnosis of acute cholecystitis (AC).
Material and method: 452 patients diagnosed with AC and 152 patients who admitted to the clinic with biliary colic and elective cholecystectomy have been included this study. Groups compared according to age, gender, white blood cell count (WBC), mean platelet volume (MPV), platelet distribution width (PDW), red blood cell distribution width (RDW), NLR and PLR.
Results: There was no significant difference in age between the two groups (p=0.52). Female patients were significantly higher in both control and AC groups (p=0.006). WBC, CRP, NLR, PLR values of the patients in the study group have been observed significantly higher than the control group (p<0.001). The parameter with the highest sensitivity and specificity was found as NLR.
Conclusions: NLR and PLR can be considered as a potential inflammatory biomarker for AC, due it being inexpensive and easy calculated.
Keywords: acute cholecystitis, neutrophil lymphocyte ratio, platelet lymphocyte ratio
ÖZ
Amaç: Bu çalışmanın amacı, akut kolesistit (AK) tanısında nötrofil lenfosit oranı (NLO) ve trombosit lenfosit oranının (PLO) etkinliğini belirlemektir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya AK tanısı alan 452 hasta ve biliyer kolik ile kliniğe başvuran ve elektif kolesistektomi yapılan 152 hasta dahil edildi. Gruplar yaş, cinsiyet, beyaz kan hücre sayısı (WBC), ortalama trombosit hacmi (MPV), trombosit dağılım genişliği (PDW), kırmızı kan hücre dağılım genişliği (RDW), NLO ve PLO’ya göre karşılaştırıldı.
Bulgular: İki grup arasında yaş açısından anlamlı fark yoktu (p = 0,52). Kadın hastalar hem kontrol hem de AK grubunda anlamlı derecede yüksekti (p = 0,006). Çalışma grubundaki hastaların WBC, CRP, NLO, PLO değerleri kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,001). Hassasiyeti ve özgüllüğü en yüksek olan parametre NLO olarak bulundu.
Sonuçlar: NLO ve PLO, ucuz ve hesaplamasının kolay olmasıyla AK için potansiyel bir inflamatuar biyobelirteç olarak kabul edilebilir.
Keywords: akut kolesistit, nötrofil lenfosit oranı, trombosit lenfosit oranı
Research Article
Serkan Kayabaşı, Fatih Gül
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 3, pp. 231-234
ABSTRACT
Objective: This study aims to investigate the correlations between Pfapa (Pf) syndrome or following with Pfapa syndrome diagnosed with neutrophil to lymphocyt ratio (NLR) and platelet to lymphocyte ratio (PLR).
Material and Method: The study included 30 patients (16 males, 14 females; mean age 3.33 years; range 1 to 21 years) diagnosed as Pfapa (Pf group) and 30 healthy individuals (15 males, 15 females; mean age 4.01 years; range 1 to 23 years) (control group). Neutrophil to lymphocyte and PLR ratio values of Pf and control groups were calculated and statistically compared.
Results: Mean NLR value was 2.21 in the Pf group and 1.75 in the control group with a statistically significant difference (p=0.001). Mean PLR value was 120.76 in the Pf group and 109.82 in the control group with a statistically insignificant difference (p=0.073).
Conclusion: Neutrophil to lymphocyte ratio value may be used as a novel marker that is easily administered in patients with Pfapa Syndrome and obtained with low-cost tests. New studies with larger patient series are needed for the value of PLR.
Keywords: Pfapa syndrome, neutrophil to lymphocyte ratio, platelet to lymphocyte ratio
ÖZ
Amaç: Bu çalışmada Pfapa sendromu tanısı konulan ya da Pfapa sendromu ön tanısıyla takip edilen hastalarda nötrofil lenfosit oranı (NLO) ve trombosit lenfosit oranı (TLO) değerleri arasındaki ilişki araştırıldı.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Pfapa sendromu tanısı konulmuş ya da Pfapa sendromu ön tanısıyla takip edilen 30 hasta (Pf grup) (16 erkek, 14 kadın; ort. yaş 3,33; dağılım 1-21 yıl) ile 30 sağlıklı birey (15 erkek, 15 kadın; ort. yaş 4,01 yıl; dağılım 1-23 yıl) (kontrol grubu) dahil edildi. Pfapa ve kontrol grubunun NLO ve TLO değerleri hesaplandı ve istatistiksel olarak karşılaştırıldı.
Bulgular: Ortalama NLO değeri Pf grubunda 2,21, kontrol grubunda ise 1,75 idi ve bu farklılık istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0,001). Ortalama TLO değeri Pf grubunda 120,76, kontrol grubunda ise 109,82 idi fakat bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,073).
Sonuç: Pfapa sendromu tanısı konulan hastalarda kolay uygulanabilen ve düşük maliyetli testler ile elde edilen NLO değeri yeni bir belirteç olarak kullanılabilir. Trombosit lenfosit oranı değeri için ise daha geniş hasta serili yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
Keywords: PFAPA sendromu, nötrofil lenfosit oranı, trombosit lenfosit oranı
Research Article
Fatma Yazılıtaş, Evra Çelikkaya, Fehime Kara Eroğlu, Gökçe Gür Can, Evrim Kargın Çakıcı, Tülin Güngör, Mehmet Bülbül
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 2, pp. 193-199
ABSTRACT
Aim: Chronic kidney disease is associated with some hematologic changes such as decreased platelet production, platelet dysfunction and thrombocytosis. The inflammatory markers increase in chronic kidney disease. Mean platelet volume, the ratio of neutrophil count to lymphocyte count, and the ratio of platelet count to lymphocyte count are indicative of inflammation. Erythrocyte stimulating agents can increase platelet count and thrombotic events. We aimed to determine the relationship between the use of erythrocyte stimulating agents and mean platelet volume, the neutrophil/lymphocyte ratio and the platelet/lymphocyte ratio in children with chronic kidney disease in this study.
Material and Method: The files of 30 patients diagnosed with chronic kidney disease and treated with erythrocyte stimulating agents between 2013 and 2018 were reviewed retrospectively.
Results: The mean age of the patients (16 boys and 14 girls) was 10.6 ± 5.4 years (median 12; 1-17 years). Twelve of them were in pre-dialysis, 9 in hemodialysis and 9 in peritoneal dialysis group. The mean duration of use of erythrocyte stimulating agents was 29.2 ± 34.8 months (median 12.5; 1-127 months). Mean platelet volume values after treatment with erythrocyte stimulating agents in chronic kidney disease patients were significantly higher in all groups. The platelet/lymphocyte ratio values after treatment with erythrocyte stimulating agents were not significant different in all groups. The platelet/lymphocyte ratio had a significant but opposite correlation with mean platelet volume, white cell count and monocyte counts. Mean platelet volume and the neutrophil/lymphocyte ratio measurements were affected by dialysis modality. However the platelet/lymphocyte ratio was not affected.
Conclusions: In this small retrospective study, we could not report causality and effect associations in our results. Nevertheless, these simple, cheap, universal methods may be used as the first step in the evaluation of patients by nephrologists.
Keywords: children, chronic kidney disease, mean platelet volume, platelet/lymphocyte ratio, neutrophil/lymphocyte ratio
ÖZ
Amaç: Kronik böbrek hastalığı anemi, azalmış trombosit üretimi, trombosit disfonksiyonu ve trombositoz gibi bazı hematolojik değişikliklerle ilişkilidir. İnflamatuar belirteçler kronik böbrek hastalığı sürecinde artmaktadır. Ortalama trombosit hacmi, nötrofil sayısının lenfosit sayısına oranı ve trombosit sayısının lenfosit sayısına oranı enflamasyonun göstergesidir. Eritrosit uyarıcı maddeler trombosit sayısını ve trombotik olayları arttırabilir. Bu çalışmada Kronik böbrek hastalığı olan çocuklarda eritrosit uyarıcı ajan tedavisi sonrası ortalama trombosit hacmi, nötrofil/lenfosit oranı ve trombosit/lenfosit oranı kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Kronik böbrek hastalığı’ tanısı alan ve 2013-2018 yılları arasında eritrosit uyarıcı ajan ile tedavi edilen 30 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi.
Bulgular: Çalışmamıza 16 erkek ve 14 kız hasta dahil edildi. Hastaların ortalama yaşı 10,6±5,4 yıl idi (ortanca 12; 1-17 yaş). Hastaların 12’si diyaliz öncesi, 9’u hemodiyaliz ve 9’u periton diyalizi grubundaydı. Hastaların ortalama eritrosit uyarıcı ajan kullanım süresi ortanca 12,5 ay (aralık 1-127 ay) idi. Kronik böbrek hastalığı tanılı hastalarda eritrosit uyarıcı ajan ile tedavi sonrası ortalama trombosit hacmi değerleri tüm gruplarda anlamlı olarak daha yüksek saptandı. Eritrosit uyarıcı ajan ile tedavi sonrası trombosit/lenfosit oranlarında anlamlı olarak farklılık gözlenmedi. Trombosit/lenfosit oranı, ortalama trombosit hacmi, beyaz hücre sayısı ve monosit sayıları ile anlamlı ancak ters bir korelasyona sahipti. Ortalama trombosit hacmi ve nötrofil/lenfosit oranı ölçümleri diyaliz modalitesinden etkilenirken trombosit/lenfosit oranının etkilenmediği saptandı.
Sonuçlar: Bu çalışmada, sonuçlarımızdaki nedensellik ve etki ilişkilerini raporlayamadık. Bununla birlikte, bu basit, ucuz, evrensel yöntemler nefrologlar tarafından hastaların değerlendirilmesinde ilk adım olarak kullanılabilir.
Keywords: kronik böbrek hastalığı, ortalama eritrosit hacmi, nötrofil/lenfosit oranı trombosit/lenfosit oranı, eritrosit uyarıcı ajan
Research Article
İlkin Yeral, Cemile Dayangan sayan
Ortadogu Tıp Derg, Volume 10, Issue 3, pp. 307-311
ABSTRACT
Aim: Endometrium cancer is the most commonly seen gynecologic cancer. As in all the cancer processes, chronic inflammation plays an etiological role.
Material and Method: The study included a total of 105 patients. Three groups each consisting 35 patients are formed. Based on the results of endometrial sampling, the patients are groped as benign, hyperplasia and malignant. Differences of hematologic parameters between the groups were investigated.
Results: There was no statistically significant difference between the groups in terms of neutrophil, lymphocyte, and platelet count, neutrophil/lymphocyte ratio (NLR) and platelet/lymphocyte ratio (PLR) (p>0,05). Hemoglobin, mean platelet volume (MPV) and platelet distribution width (PDW) values were found statistically significantly higher in the malignant group (p<0.05).
Conclusion: As a result; inflammation may increase platelet activity and provide a basis for endometrial cancer.
Keywords: Endometrium cancer, neutrophil/lymphocyte ratio, mean platelet volume, platelet distribution width
ÖZ
Amaç: Jinekolojik kanserler arasında en sık görüleni endometrium kanseridir. Tüm kanserlerde olduğu gibi, endometrium kanserinde de kronik inflamasyon etiyolojik faktör olarak rol oynamaktadır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza her grupta 35 olmak üzere üç grup ve toplam 105 hasta dahil edildi. Endometrial örnekleme sonuçlarına göre gruplar; benign grup, hiperplazi grubu ve malign grup olarak isimlendirildi. Gruplar arasında hematolojik parametrelerde anlamlı fark olup olmadığı araştırıldı.
Bulgular: Nötrofil sayısı, lenfosit sayısı, platelet sayısı, nötrofil/lenfosit oranı ve platelet/lenfosit oranı bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05). Hemoglobin, ortalama platelet volümü ve Platelet dağılım genişliği değerleri malign grupta istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptandı (p<0,05).
Sonuç: Çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlar bize; inflamasyonun, platelet aktivitesini arttırarak endometrium kanserine zemin hazırlayabileceğini düşündürdü.
Keywords: Endometrium kanseri, nötrofil/lenfosit oranı, ortalama platelet volümü, platelet dağılım genişliği
Research Article
Cemile Dayangan Sayan, Mahmut İlkin Yeral
Ortadogu Tıp Derg, Volume 10, Issue 1, pp. 51-56
ABSTRACT
Aim: Intrauterine growth restriction (IUGR) is still an important pregnancy complication bringing on perinatal mortality and morbidity. Placental vascular dysfunction and subsequent obliteration of placental blood vessels are mostly accepted etiopathological factors of intrauterine growth restriction similar with preeclampsia. We aimed to investigate the possible difference between pregnant women suffering from intrauterine growth restriction and healty pregnant women for parameters of platelet count, platelet crit, platelet distribution crit and mean platelet volume.
Material and Method: This case- control study was conducted with 179 pregnant women. The study population was consisted of 94 pregnant women complicated with idiopathic IUGR (study group) and 85 healty pregnant women (control group). IUGR group was divided in two subgroups according to umbilical artery doppler velocimetry measurements. Complete blood count parameters including hemoglobin, platelet count, platelet distribution width (PDW), platelet crit (PCT), mean platelet volume (MPV) and white blood cell count (WBC) were measured.
Results: There was no significant difference between the groups for parameters of hemoglobin, PC and PCT. The mean amniotic fluid index of IUGR group was significantly lower than the control group (p=0.000). The mean WBC, MPV and PDW levels of IUGR group were significantly higher than the control group (p=0.013, p=0.047 and 0.035, respectively). The mean MPV level of IUGR group 1(umbilical artery S/D˃3) was significantly higher than that of IUGR group 2 (umbilical artery S/D<3) (p=0.045).
Conclusions: In the present study, we observed a significant difference between IUGR and healty pregnant women for platelet parameters of MPV and PDW. Beside this, we also observed higher MPV values in IUGR patients with increased umblical artery resistance compared to that in IUGR patients with normal umblical artery blood flow. Further studies are needed to discuss our results.
Keywords: Intrauterine growth restriction, pregnancy, platelet
ÖZ
Amaç: İntrauterin gelişme geriliği (IUGR) günümüzde halen önemli bir gebelik komplikasyonu olup, perinatal mortalite ve morbiditeye neden olur. Plasental vasküler disfonksiyon ve bunu takiben plasental kan damarlarının obliterasyonu, preeklampsi ile benzer şekilde çoğunlukla intrauterin büyüme kısıtlamasının etyopatolojik faktörleri olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada intrauterin gelişme geriliği olan gebeler ile sağlıklı gebeler arasında trombosit sayısı, trombosit kriteri, trombosit dağılım kriteri ve ortalama trombosit hacmi parametreleri açısından olası farkın araştırılması amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Bu vaka kontrol çalışması 179 gebe ile yürütülmüştür. Çalışma popülasyonu, idiyopatik İUGR ile komplike olan 94 gebe (çalışma grubu) ve 85 sağlıklı gebeden (kontrol grubu) oluşmaktadır. IUGR grubu umbilikal arter doppler velosimetri ölçümlerine göre iki alt gruba ayrıldı. Hemoglobin, trombosit sayısı, PDW, PCT, PC, MPV ve beyaz küre sayısı (WBC) gibi tam kan sayımı parametreleri ölçüldü.
Bulgular: Hemoglobin, PC ve PCT parametreleri açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. IUGR grubunun ortalama amniotik sıvı indeksi kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşüktü (p = 0.000). IUGR grubunun ortalama WBC, MPV ve PDW değerleri kontrol grubundan anlamlı derecede yüksekti (sırasıyla p = 0.013, p = 0.047 ve p= 0.035). IUGR 1. Grubunun (umbilikal arter S/D>3) ortalama MPV düzeyi IUGR 2. Grubununkinden (umbilikal arter S/D<3) anlamlı derecede yüksekti (p = 0.045).
Sonuçlar: Bu çalışmada, MPV ve PDW değerleri açısından İUGR olan gebeler ile sağlıklı gebeler arasında anlamlı bir farklılık olduğunu gözlemledik. Bunun yanında, normal umblikal arter kan akımına sahip IUGR hastalarıyla karşılaştırıldığında, umblikal arter direncinde artış bulunan IUGR hastalarında MPV değerleri daha yüksekti. Sonuçlarımız tartışmak için yeni çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.
Keywords: İntrauterin gelişme geriliği, gebelik, platelet