Research Article
Funda İncekara, Ebru Sayılır Güven, Şevki Mustafa Demiröz, Merve Şengül İnan, Koray Aydoğdu, Funda Demirağ, Selim Şakir Erkmen Gülhan, Sadi Kaya, Göktürk Fındık
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 2, pp. 125-130
ABSTRACT
Objectives: Pulmonary giant cell carcinoma (PGCC) is a histological type of nonsmall cell lung cancer and classified as one of the five subtypes of sarcomatoid carcinoma of the lung. Pure PGCC is very rare.
Material and Method: We represent our experience in the management of 7 patients (6 males and 1 female, with a range of 44-63 yr) with PGCC. The most representing symptoms were cough and hemoptysis. Upper lobectomy (n=7) and additionally mediastinal lymphadenectomy were performed in all patients.
Results: Definitive histological examination confirmed the diagnosis of PGCC in all cases. Even though there was no perioperative mortality, postoperative complications developed in a case were hemorrhage in the early perioperative period and bronchus fistula after two months from the operation. The mean survival of the patients was estimated as 28.8 months (38 days - 116 months).
Conclusion: The main treatment for PGCC is the complete surgical resection. Complete surgical resection was found to be usefull as a treatment of choice of PGCC in the early stage and contributed to survival.
Keywords: chemotherapy, giant cell carcinoma, radiotherapy, surgery, World Health Organization
ÖZ
Amaç: Pulmoner dev hücreli karsinom (PDHK) küçük hücreli dışı akciğer kanserinin bir histolojik tipidir ve akciğer sarkomatoid karsinomunun beş subtipinden biri olarak sınıflandırılır. Pür PDHK çok nadirdir.
Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde PDHK nedeni ile tedavi gören 7 hastayla ilgili tecrübelerimizi sunduk (6 erkek ve 1 kadın, yaş aralığı 46-63 yıl). En sık görülen semptomlar öksürük ve hemoptizi idi. Üst lobektomi (n=7) ve ek olarak mediastinal lenfadenektomi bütün hastalara uygulandı.
Bulgular: Kesin histolojik inceleme ile tüm hastalarda PDHK tanısı doğrulandı. Herhangi bir perioperatif mortalite görülmemesine rağmen bir olguda ameliyat sonrası komplikasyon gelişti; erken perioperatif dönemde hemoraji ve operasyondan iki ay sonra bronşiyal fistül gelişti. Hastaların ortalama sağkalımı 28,8 ay (38 gün-116 ay) olarak bulundu.
Sonuç: PDHK için asıl tedavi komplet cerrahi rezeksiyondur. Komplet cerrahi rezeksiyonun erken evre PDHK için yararlı bir tedavi tercihi olduğu ve sağkalıma katkı sağladığı bulunmuştur.
Keywords: kemoterapi, dev hücreli karsinom, radyoterapi, cerrahi, Dünya Sağlık Örgütü
Research Article
Gül Kanyılmaz, Meryem Aktan, Berrin Benli Yavuz, Lütfi Saltuk Demir
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 1, pp. 47-53
ABSTRACT
Aim: The eighth tumour, node and metastasis (TNM) staging system for lung cancer was published in January 2017. To compare the newly released 8thversion of TNM staging system with 7th version of TNM staging system in stage III non-small cell lung cancer patients (NSCLC) treated with curative chemo-radiotherapy (CRT) and to evaluate the survival differences between the groups were the aims of this study.
Material and Methods: Between January 2010 and January 2017, stage III NSCLC patients who were treated with curative CRT were identified retrospectively. Changes in T-stage and TNM-stage were according to 8thstaging system were recorded. Survival analysis were performed by using T-stage, N-stage and TNM stage in each staging system, respectively.
Results: One hundred and twelve patients were included in this study. Of these 33 patients (30%) showed change in T-stage, whereas 47 patients (42%) had change in TNM stage. Advanced age, distant organ metastasis during follow-up, TNM stage and N-stage progression was found as independent prognostic factors affecting survival.
Conclusion: According to 8th TNM staging system, subdivision of T-stage by tumour size did not affect the survival parameters in locally advanced NSCLC patients. On the other hand, we found significant survival difference between stage IIIa and IIIc. In regards of survival, although there was a significant difference between patients with IIIa and IIIc, and almost significance between patients with IIIa and IIIb, there was no significance between stage IIIb and IIIc patients. Having N3 nodal disease was found to be an independent prognostic factor of survival.
Keywords: non-small cell lung cancer, prognostic factors, radiotherapy, staging
ÖZ
Amaç: Ocak 2017’ de akciğer kanserinin tümör, nod ve metastaz (TNM) evreleme sınıflamasının 8. versiyonu yayımlanmıştır. Bu araştırmada evre III küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) tanısıyla küratif kemoradyoterapi (KRT) uygulanan hastalarda 7. ve 8. evreleme sisteminin etkilerini karşılaştırmak ve gruplar arasındaki sağkalım farkını incelemek amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Ocak 2010 ve Ocak 2017 tarihleri arasında KHDAK tanısıyla başvuran hastalardan klinik evre III kabul edilerek küratif KRT uygulanan hasta verileri geriye dönük incelendi. 8. versiyona göre olan T-evre ve TNM evre değişimleri kaydedildi. Eski ve yeni T-evre, N-evre ve TNM evre kategorilerine göre sağkalım analizleri yapıldı.
Bulgular: Toplam 112 evre III KHDAK’li hastanın değerlendirildiği çalışmada 33 hastanın (%30) T-evresinde değişme saptanırken, 47 (%42) hastanın TNM evresinde değişiklik olmuştur. İleri yaş, takip sırasında uzak organ metastazı gelişmesi, TNM evresi ve N-evresi sağkalımı etkileyen bağımsız prognostik faktörler olarak bulunmuştur.
Sonuç: Sekizinci TNM evreleme sınıflamasına göre tümör boyutu alt gruplara bölünerek T-evresinin yeniden sınıflandırılması lokal ileri evre KHDAK’li hastalarda sağkalımı etkileyen bir parametre olarak bulunmamıştır. Evre IIIa ve IIIc hastalar arasında anlamlı, evre IIIa ve IIIb hastalar arasında anlamlılığa yakın bir sağkalım farkı bulunmasına rağmen evre IIIb ve IIIc hastalar arasında anlamlı sağkalım farkı bulunamamıştır. N3 hastalığa sahip olmak tek başına sağ kalımı öngörecek bağımsız prognostik bir faktör olarak saptanmıştır.
Keywords: küçük hücreli dışı akciğer kanseri, prognostik faktörler, radyoterapi, evreleme
Research Article
Semiha Urvay, Birsen Yücel
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 1, pp. 40-46
ABSTRACT
Aim: The objective of this study is to demonstrate the efficacy of induction or consolidation chemotherapy on survival in locally advanced non-small cell lung cancer ( NSCLC) patients who were treated by curative concurrent chemoradiotherapy (CCRT).
Material and Methods: Patients were randomised to CCRT, induction chemotherapy followed by CCRT or CCRT followed by consalidation chemotherapy retrospectively. A platinum-based doub-let cytotoxic chemotherapy regimen used as induction/consalidation. Patients who received 60 Gy or more were included in the study. These patients had received two or more cycles of platinum-based chemotherapy concurrently with definitive radiation therapy.
Results: A total of 114 patients were included in the study. 32 (28%) patients were in CCRT arm; 54 (47%) patients were in induction arm and 28 (25%) patients were in consalidation arm.Median overall survival (OS) was found as 21.9±14.0 months and 2 year and 3-year survival as %46 and 33% in all patients. Median OS did not differ between arms; with a median OS of 29.7±8.8 months, 23±2.9 months and 16.8±3.5 months in the CCRT arm, in the induction arm and in the consolidation arm (p:0.54). The 2 years OS was 53%, 50% and 32% (p:0.48) and 3 years OS was 40%, 33% and 25% ( p:0.40) in the CCRT arm, the induction arm in the consalidation arm without a significiant difference.
Conclusion: In this retrospective study, platin-based chemotherapy as induction or consolidation with concurrent chemoradiotherapy failed to further prolong OS. The standart of care for unresectable stage III NSCLC is still concurrent chemoradiotherapy.
Keywords: non small cell lung canser, chemoradiotherapy, induction, consalidation
ÖZ
Amaç: Bu çalışmanın amacı eşzamanlı kemoradyoterapi ile tedavi edilen küçük hücreli dışı akciğer kanserinde (KHDAK) indüksiyon veya konsalidasyon kemoterapilerinin yalnızca kemoradyoterapi (KRT) ile karşılaştırıldığında sağkalıma etkinliğinin araştırılmasıdır.
Gereç ve Yöntemler: Lokal ileri evre KHDAK tanısı ile eşzamanlı kemoradyoterapi ± indüksiyon/konsalidasyon tedavisi alan 114 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. İndüksiyon veya konsalidasyon tedavisi olarak platin temelli ikili kemoterapi rejimi kullanıldı. 60-66 Gy torasik radyoterapi ile eşzamanlı tek ajan platin( sisplatin veya karboplatin), platin+etoposid veya platin+taksan içeren kemoterapi protokolleri uygulandı.
Sonuçlar: Çalışmaya dahil edilen 114 hastanın 32 (28%)'si KRT; 54 (47%) 'si indüksiyon ve 28 (25%)' si konsalidasyon kolundaydı. Tüm hastalar için ortanca sağkalım 21,9±14.0 ay; 2 ve 3 yıllık sağkalım oranları ise %46 ve %33 olarak bulundu. KRT; indüksiyon ve konsolidasyon kemoterapisi alan hastaların ortanca sağkalımları sırası ile 29,7±8,8 ay; 23±2,9 ay ve 16,8±3,5 ay olarak saptanmış olup anlamlı farklılık yoktu( p=0,54). 2 yıllık sağkalım oranları KRT kolu için 53%; indüksiyon kolu için 50% ve konsalidasyon kolu için 32% ( p=0,48) ; 3 yıllık sağkalım oranları ise sırası ile 40%, 33% ve 25% ( p=0,40) olarak saptanmış olup benzerdi.
Sonuç: Bu retrospektif çalışmada, eşzamanlı kemoradyoterapiye eklenen indüksiyon veya konsolidasyon kemoterapisinin genel sağkalımı uzatmadığı gösterilmiştir. Rezeke edilemeyen evre III KHDAK için standart tedavi hala eş zamanlı kemoradyoterapidir.
Keywords: küçük hücreli dışı akciğer kanseri, kemoradyoterapi, indüksiyon, konsalidasyon