Research Article
Reyyan Ezer, Hülya Ertaşoğlu Toydemir, Fatma Münevver Gökyiğit
Ortadogu Tıp Derg, Volume 12, Issue 2, pp. 225-232
ABSTRACT
Aim: The aim of this study was to evaluate the relationship between interleukin-6 (IL-6) levels and the type of the seizure, etiology of the seizure and the infection parameters which were fever, leukocyte count and c-reactive protein (CRP) in epileptic patients.
Material and Methods: A total of 48 people were included in the study, containing a patient group of 24 and a control group of 24. IL-6, fever, leukocyte and CRP levels were measured and recorded. The patients were categorized according to the type and etiology of the seizures. The relationship between IL-6 levels and infection parameters, type and etiology of seizures were evaluated.
Results: IL-6 levels were significantly higher in epileptic patients than that of the control group. There were no correlations between IL-6 levels and fever, leukocyte and CRP. The patients were evaluated according to the seizure type. There was no significant relationship between IL-6 levels of control group and IL-6 levels of patients with partial epileptic seizures (p=0.270). However, there was significant relationship between IL-6 levels of the control group and that of patients with primary generalized, secondary generalized seizures and generalized status epilepticus (p=0.012, p=0.011 and p=0.040, respectively). Epilepsy etiology was not associated with levels of IL-6.
Conclusion: High levels of IL-6 after epileptic seizures might be detected independent from infection parameters and epilepsy etiology. IL-6 levels might be higher in patients with primary generalized, secondary generalized seizures and generalized status epilepticus than that of patients with partial seizures.
Keywords: epilepsy, interleukin-6, epileptogenesis, infection
ÖZ
Amaç: Epileptik nöbet geçiren hastalarda interlökin-6 (IL-6) düzeyinin nöbet türü, etiyolojisi ile infeksiyon parametreleri olan ateş, lökosit ve c-reaktif protein (CRP) ile ilişkisinin incelenmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 24 kişiden oluşan hasta grubu ve 24 kişiden oluşan kontrol grubu olmak üzere toplam 48 kişi dahil edildi. Hastaların IL-6, ateş, lökosit ve CRP değerleri ölçülerek kaydedildi. Hastalar nöbet türüne ve etiyolojisine göre sınıflandırıldı. IL-6 düzeylerindeki yüksekliğin, infeksiyon parametreleri, nöbet türü ve etiyolojisiyle olan ilişkisi değerlendirildi.
Bulgular: IL-6 düzeyi nöbet hastalarında kontrol grubuna göre yüksek bulundu. Epilepsi hastalarında IL-6 düzeylerindeki yükselmenin ateş, lökosit ve CRP düzeylerindeki yükselme ile arasında korelasyon bulunmadı. Hastalar nöbet türüne göre değerlendirildi. Hasta grubu ve kontrol grubunun IL-6 düzeyleri karşılaştırıldığında kontrol grubu ile parsiyel nöbet geçiren hastalarla arasında anlamlı fark bulunmazken (p=0,270), primer jeneralize, sekonder jeneralize ve jeneralize status ile arasında anlamlı fark belirlendi (sırasıyla p=0,012, p=0,011, p=0,040). Nöbet etiyolojisi ile IL-6 düzeyleri arasında ilişki saptanmadı.
Sonuç: Epileptik nöbet geçiren hastalarda IL-6 düzeyi diğer infeksiyöz parametrelerden ve etiyolojiden bağımsız olarak yüksek saptanabilmektedir. IL-6 düzeyi, primer jeneralize, sekonder jeneralize nöbetlerde ve jeneralize statusta, parsiyel nöbetlere göre anlamlı olarak yüksek bulunabilir.
Keywords: epilepsi, interlökin-6, epileptogenez, infeksiyon
Research Article
Esra Tanyel, Tülay Ünver Ulusoy, Melda Dilek, Yarkın Kamil Yakupoğlu
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 3, pp. 288-293
ABSTRACT
Aim: Infections developing in the early phase of post transplant period may be life- threatening for patient under intense immunosuppression. Although urinary infections are the most frequently observed type of infections in this phase, infections in other systems are also needed to be evaluated in detail. In this study, we examined infections developing in the post- transplant period.
Material and Method: In 306 patients who underwent renal transplantation, infections requiring hospitalization were retrospectively evaluated. These infections were studied in two periods.
Results: In both periods, female patients (55.3%) developed infectious diseases more frequently compared to male patients. The median age of the patients is 35 (18-66) years. In the first period, surgical infections (25.9%), clinical sepsis (10.3%) and catheter infections (6.4%) were more frequently observed while urinary infections (46.7%), lower respiratory tract infections (16.1%), acute gastroenteritis (%16.1) and CMV infections (4.8%) were more frequently observed in the second period. Urinary infections were the most frequently observed type of infections in both periods (41.5% - 46.7%). The most common infectious factor was E.coli (64%) and GSBL synthesis rate was 51.4%.
Conclusion: This study may contribute to the planning of empiric treatments in our hospital where post- transplant infections and their factors are observed.
Keywords: renal transplantation, infection, risk factors
ÖZ
Amaç: Böbrek nakli sonrası erken dönemde gelişen infeksiyonlar yoğun immunsupresyon varlığında kişinin hayatını tehdit edebilmektedir. Bu dönemde en sık üriner sistem infeksiyonları görülmekle birlikte diğer sistemlerin de detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Çalışmamızda böbrek nakli sonrası gelişen infeksiyonlar irdelenmiştir.
Gereç ve Yöntem: Böbrek nakli yapılan 306 hastada gelişen ve hastaneye yatmayı gerektirecek infeksiyonlar retrospektif olarak, iki dönemde irdelenmiştir.
Bulgular: Her iki dönemde de kadınlarda (%55,3) erkeklerden (%44,6) daha yüksek oranda infeksiyon hastalığı gelişmiştir. Hastaların yaş ortanca değeri 35 (18-66)’dir. Birinci dönemde cerrahi alan infeksiyonları (%25,9), klinik sepsis (%10,3) ve kateter infeksiyonları (%6,4) daha yüksek oranda görülürken, üriner sistem infeksiyonu (%46,7), alt solunum yolu infeksiyonları (%16,1), akut gastroenteritler (%16,1) ve CMV infeksiyonları (%4,8) 2. dönemde daha yüksek oranda görülmüştür. Her iki dönemde de en sık üriner sistem infeksiyonu gelişmiştir (%41,5-%46,7). Gelişen infeksiyonlarda en sık infeksiyon etkeni E.coli (%64) iken üreyen mikroorganizmalarda GSBL sentezleme oranı %51,4 olarak bulunmuştur.
Sonuçlar: Bu çalışma hastanemizde böbrek nakli sonrası görülen infeksiyonların ve etkenlerinin bilinmesi dolayısıyla ampirik tedavinin planlanabilmesi açısından önemlidir.
Keywords: böbrek nakli, infeksiyon, risk faktörleri