Research Article
Mehmet Burak Özkan
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 4, pp. 535-541
ABSTRACT
Background: Hemodynamic changes in liver vascular structures of patients in the pediatric age group are evaluated by doppler ultrasonography.
Material: Fifty- nine hepatosteatosis patients, classified as mild, moderate or severe, and 23 healthy volunteers were included in this 82-person study. The height, weight, liver size tests of the subjects were measured. Those values were compared in the patient and control groups. In the patient and control groups, color duplex Doppler ultrasonography was used to examine portal vein peak velocity, portal vein flow volume, hepatic artery resistive index (RI), hepatic artery pulsatility index (PI) and hepatic artery flow volume.
Results: Similar to the degree of hepatosteatosis, increases in body mass index, liver size were statistically significant (p<0.05). The difference between portal vein peak velocity hepatosteatosis and control groups was found statistically significant. As the hepatosteatosis grade increased, there was no statistically significant decrease in hepatic arterial flow volume, portal vein flow volume, and total flow volume. Hepatic artery RI and PI values were statistically significantly lower in the control group than the other groups (p <0.05). There was a significant mild decrease in the mild stool group compared to the middle steat group. Although the hepatic artery RI and PI values did not differ statistically in the comparison of the hepatosteatosis group, there was a minimal increase in the RI and PI values as the steatosis grade increased.
Discussion: According to these results, as the level of steatosis increases, the changes in the portal venous structures become more prominent and the resistance increases in vascular structures.
Keywords: Doppler sonography, pediatric fatty liver
ÖZ
Giriş: Pediatrik yaş grubundaki hastaların karaciğer vasküler yapılarındaki hemodinamik değişikliklerin doppler ultrasonografi ile değerlendirilmesidir.
Materyal / Metot: Bu 82 kişilik çalışmada, hafif, orta veya şiddetli olarak sınıflandırılan 57 hepatosteatoz hastası ve 23 sağlıklı gönüllü çalışmaya dahil edildi. Deneklerin boy, kilo, karaciğer büyüklüğü testleri ölçüldü. Bu değerler hasta ve kontrol gruplarında karşılaştırıldı. Hasta ve kontrol gruplarında portal ven tepe hızını, portal ven akım hacmini, hepatik arter rezistif indeksi (Rİ), hepatik arter pulsatilite indeksini (PI) ve hepatik arter akım hacmini incelemek için renkli dupleks Doppler ultrasonografi kullanıldı.
Sonuçlar: Hepatosteatoz derecesine benzer şekilde, vücut kitle indeksindeki artışlar, karaciğer boyutu,istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,05). Portal ven tepe hızıi hepatosteatoz ve kontrol grupların arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Hepatosteatoz derecesi arttıkça hepatik arter akım hacminde, portal ven akım hacminde ve toplam akış hacminde istatistiksel olarak anlamlı bir azalma görülmemiştir. Hepatik arter RI ve PI değerleri kontrol grubunda diğer gruplara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşüktü (p <0.05). Hafif şteatoz grubunda, orta steatoz grubuna göre anlamlı hafif oranda düşüklük vardı. Hepatosteatoz grubunun kendi içinde karşılaştırılmasında, hepatik arter RI ve PI değerleri istatistiksel olarak farklılık göstermese de steatos derecesi arttıkça RI ve PI değerlerinde minimal bir artış vardı.
Tartışma: Bu sonuçlara göre steatos derecesi arttıkça portal venöz yapılardaki değişiklikler daha ön planda olmakla birlikte vasküler yapılarda direnç artışı da meydana gelmektedir.
Keywords: Doppler sonografi, pediatrik dönem, yağlı karaciğer
Research Article
Adnan Özdemir, Yunus Yılmazsoy, Serdar Arslan
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 3, pp. 277-282
ABSTRACT
Aim: The purpose of this study is to present superficial venous vascular anatomic variations of the saphenofemoral junction, which is a very important region in variceal treatment, by ultrasonography technique.
Material and Method: Seventy nine patients who were referred to our radiology department and pre-diagnosed for venous insufficiency between February 2017 and July 2018 were included in the study and a total number of 158 venous vascular anatomy of saphenofemoral regions were evaluated by B- mode and color doppler ultrasonography. The superficial venous vascular anatomy of the saphenofemoral regions were evaluated in detail, classified according to the anatomical classifications of Glasser and Daseler, and the frequencies of variations were calculated.
Results: In our study, the most common group according to the Glasser classification was type 2C observed in 30 (19%) saphenofemoral regions followed by type 2B and 2C. Type H (VIII) was the most common type of saphenofemoral region according to the Daseler classification followed by Type F (VI) and type E (V). Between 1 to 5 superficial venous branches draining to saphena magna were observed at the level of saphenofemoral junction. Three venous branches draining to the saphena magna were observed in 78 (49%) saphenofemoral junctions followed by two venous branches in 50 (32%) saphenofemoral junctions, four venous branches in 25 (16%) saphenofemoral junctions, one venous branch in 3 (2%) saphenofemoral junctions and five venous branches in 1 (1%) saphenofemoral junction, respectively.
Conclusion: We think the assessment of the detailed anatomy of the major superficial venous structures at the level of the saphenofemoral junction by doppler ultrasonography will help to elucidate the etiopathogenesis of the varicose veins as well as contribute to the selective treatment planning and consequently the treatment results.
Keywords: saphenofemoral junction, superficial venous variations, ultrasonography, doppler, anatomic classification
ÖZ
Amaç: Bu çalışmanın amacı varis tedavisinde oldukça önemli bir bölge olan safenofemoral bileşke düzeyinin yüzeyel venöz vasküler anatomik varyasyonlarının ultrasonografi ile ortaya konulmasıdır.
Gereç ve Yöntem: Hastanemiz radyoloji bölümüne Şubat 2017 – Temmuz 2018 tarihleri arasında venöz yetmezlik ön tanısıyla yönlendirilen 79 hasta çalışmaya dâhil edildi ve toplam 158 safenofemoral bölge venöz vasküler anatomisi B-mod ve renkli doppler ultrasonografi ile değerlendirdi. Safenofemoral bölge yüzeyel venöz vasküler anatomisi detaylı olarak incelendi, Glasser ve Daseler anatomik sınıflandırmalarına göre sınıflandırıldı ve varyasyon sıklıkları hesaplandı.
Bulgular: Çalışmamızda Glasser sınıflandırmasına göre en sık görülen grup 30 (%19) safenofemoral bölgede izlenen tip 2C olurken, bunu tip 2B ve 2C takip etti. Daseler sınıflandırmasına göre en sık izlenen safenofemoral bölge varyasyonu tip H (VIII) olurken bunu tip F (VI) ve tip E (V) takip etti. Safenofemoral bileşke düzeyinde safena magnaya açılan süperfisiyal venöz dal sayıları değerlendirildiğinde, 1 ile 5 arasında süperfisiyal venöz dalın açıldığı izlendi. Bunlardan en sık 78 (%49) olguda izlenen üç venöz dalın açıldığı tespit edildi. Bunu sırasıyla iki venöz dalın açıldığı 50 (%32) olgu, dört venöz dalın açıldığı 25 (%16) olgu, bir venöz dalın açıldığı 3 (%2) olgu ve beş venöz dalın açıldığı 1 (%1) olgu takip etti.
Sonuç: Safenofemoral bileşke düzeyinde major süperfisiyal venöz yapıların ayrıntılı anatomisinin ultrasonografi ile ortaya konulması, variköz venlerin etiyopatogenezinin ayrıntılı bir şekilde ortaya konmasına yardımcı olmasının yanı sıra selektif tedavi planlanmasına ve dolayısıyla tedavi sonuçlarına katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.
Keywords: safenofemoral bileşke, yüzeyel venöz varyasyonlar, ultrasonografi, doppler, anatomik sınıflandırma