Research Article
Hakan Tapar, İlhan Bahri Delibaş, Serkan Doğru, Tuğba Karaman, Serkan Karaman, Hatice Yılmaz Doğru, Olcayto Uysal, Mustafa Süren, Gülşen Genç Tapar
Ortadogu Tıp Derg, Volume 11, Issue 3, pp. 309-314
ABSTRACT
Aim: After spinal anesthesia, there are studies investigating the hypotension, ephedrine need and sensory block level according to the weight or abdominal circumference of the pregnant woman. Pregnant’s weight or abdominal circumference is a rough description of the uterine content (the weight of the fetus, the weight of the placenta and amount of the amniotic fluid). The aim of this study was to investigate the relationship between weight of the fetus, weight of the placenta and amount of the amniotic fluid and the ephedrine need after spinal anesthesia.
Material and Method: Fifty-one parturients who underwent cesarean section with spinal anesthesia were included in the study. 12.5 mg hyperbaric bupivacaine was injected into the subarachnoid space at the L3-4 intervertebral level. After spinal anesthesia, hypotension was defined as systolic blood pressure <100 mmHg or 30% decrease compared to baseline. Ephedrine (5 mg) was administered when hypotension was present. Bradycardia was defined as heart beat <60 beats / min. Atropine (0.5 mg) was made when bradycardia was present. Before spinal anesthesia and after spinal anesthesia, blood pressure values at 2, 5, 10, 20 and 30th minutes were recorded. At the end of the study, blood pressure variation, ephedrine and atropine requirement were evaluated according to fetus weight, placenta weight and amnion fluid amount.
Result: No significant correlation was found between fetal weight, placenta weight, amniotic fluid index and ephedrine requirement (r = 0.063, p = 0.660; r = 0.093, p = 0.518; r = 0.162, p = 0.257, respectively).
Conclusion: After spinal anesthesia, there are no relation between amount of the ephedrine used and fetal weight, placenta weight, amniotic fluid amount in pregnant women.
Keywords: cesarean section, spinal anesthesia, ephedrine, fetus, placenta, amniotic fluid
ÖZ
Amaç: Spinal anestezi sonrası gebenin kilosu veya karın çevresine göre hipotansiyon, efedrin ihtiyacı ve duysal blok seviyesini araştıran çalışmalar vardır. Gebenin kilosu veya karın çevresi uterus içeriğinin (fetüs ağırlığı, plesenta ağırlığı ve amniyon sıvı miktarı) kaba bir tasviridir. Bu çalışma ile amacımız fetüs ağırlığı, plesanta ağırlığı ve amnion sıvı miktarı ile spinal anestezi sonrası hipotansiyon ve efedrin ihtiyacı arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Elektif şartlarda spinal anestezi ile sezaryen planlanan 51 gebe çalışmaya alındı. Gebelere standart dozda L3-4 intervertebral aralıktan 12,5 mg hiperbarik bupivakain uygulandı. Spinal anestezi sonrası hipotansiyon sistolik kan basıncı <100 mmHg veya bazal değere göre %30 azalma olarak tanımlandı. Hipotansiyon olduğunda efedrin (5 mg) yapıldı. Bradikardi kalp tepe atımı <60 atım/dakika olarak tanımlandı. Bradikardi olduğunda atropin (0,5 mg) yapıldı. Spinal anestezi öncesi ve spinal anestezi sonrası 2, 5, 10, 20 ve 30’uncu dakika kan basıncı değerleri kaydedildi. Çalışma sonunda fetüs ağırlığı, plesenta ağırlığı ve amniyon sıvı miktarına göre kan basıncı değişikliği, efedrin ve atropin ihtiyacı değerlendirildi.
Bulgular: Fetüs ağırlığı, plesenta ağırlığı ve amnion sıvı indeksi ile efedrin ihtiyacı arasında önemli bir korelasyon bulunmadı (sırasıyla r =0,063, p =0,660; r =0,093, p =0,518; r =0,162, p =0,257).
Sonuç: Gebelerde spinal anestezi sonrası hemodinamik değişiklikler, kullanılan efedrin ve atropin miktarı ile fetüs ağırlığı, plesenta ağırlığı ve amnion sıvı miktarı arasında bir ilişki yoktur.
Keywords: sezaryen, spinal anestezi, efedrin, fetüs, plesenta, amniyon sıvı
Research Article
Ömer Fatih Şahin, Yakup Aksoy, Ayhan Kaydu, Erhan Gökçek
Ortadogu Tıp Derg, Volume 10, Issue 2, pp. 149-153
ABSTRACT
Aim: The purpose of this study was determine the efficacy of ultrasound guided transverse abdominis plane (TAP) block in patients after cesarean operation under spinal anesthesia.
Material and Method: In this retrospective study, we reviewed the patient files which was elective cesarean operation under spinal anesthesia between 2016 may and october. Patients were divided into two groups as non-TAP block (Group 1) and TAP block group (Group 2). Demographic data, visual analogue scale (VAS) values, nonsteroidal anti-inflammatory drug and opioid consumption were examined at postoperative 1, 2, 4, 6, 9, 12 and 24 hours. Also the first analgesic and opioid agent administration times were recorded.
Results: Postoperative 1st and 4th hour VAS values of group 1 patients (n=27) were significantly higher than Group 2 (n=31). Opioids were used in 18 patients (66.6%) in Group 1 and 9 patients (29%) in Group 2. The first opioid administration time was 200.27 minutes in Group 1 and 263.33 minutes in Group 2 (p <0.05). In Group 2, the mean time of first opioid application was 263.33 min and in Group 1 200.27 min.
Conclusions: We found that the TAP block decreased the postoperative VAS values and the opioid consumption after cesarean operation under spinal anesthesia.
Keywords: Postoperative pain, transverse abdominal plain block, cesarean section
ÖZ
Amaç: Çalışmamızda spinal anestezi altında ultrason eşliğinde uygulanan transvers abdominis plain (TAP) bloğun; sezaryen operasyonlarında postoperatif analjezi ve opioid tüketimine etkisini retrospektif olarak incelemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem: 2016 Mayıs-Ekim ayları arasında elektif şartlarda spinal anestezi altında sezaryen operasyonu olan ve çalışmaya dahil edilen 58 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastalar TAP blok uygulananlar (Grup 2) ve uygulanmayanlar (Grup 1) olarak iki gruba ayrıldı. Demografik veriler, postoperatif 1, 2, 4, 6, 9, 12 ve 24. saatte bakılan vizüel analog skala (VAS) değerleri, non steroid anti-inflamatuvar ilaç ve opioid tüketimleri değerlendirildi. Ayrıca ilk analjezik ve opioid ajan yapılma zamanları da kaydedildi.
Bulgular: Grup 1 hastaların (n=27) postoperatif 1. ve 4. saat VAS değerleri Grup 2’ye (n=31) göre anlamlı derecede yüksek bulundu. Grup 1’de 18 hastada (%66,6), grup 2’de 9 hastada (%29) opioid kullanıldı. İlk opioid uygulama zamanı grup 1 de ortalama 200,27 dakika, Grup 2’de ise 263.33 dakika olarak bulundu (p<0,05).
Sonuç: Sezaryen gibi alt abdominal cerrahi operasyonları sonrası ağrı kontrolünde TAP blok uygulanmasının opioid tüketimini azalttığını düşünmekteyiz.
Keywords: Postoperatif ağrı, transvers abdominis plain blok, sezaryen
Research Article
Sibel Mutlu, Ali Ramazan Benli
Ortadogu Tıp Derg, Volume 9, Issue 3, pp. 118-122
ABSTRACT
Introduction: The purpose of this study is to determine the effect of estimated fetal weight before cesarean section to cesarean incision lenght.
Material Method: This prospective study has been carried out between 2014 and 2016 in a private hospital. 238 pregnant women who had cesarean between 38th and 40th gestational weeks have been included in this study. All of the gestational ages were calculated after last mestual date and confirmed at first trimester via ultrasonography. Patients were randomized in tho groups. First group evaluated with abdominal ultrasonography before cesarean, and estimated fetal weight calculated. Other group didn’t get estimated fetal weight calculated. In our study, we compared cesarean incision lenghts, preoperative and postoperative heamogram differences, visual analog scale (VAS) scores, mobilization times and hospitalization times between groups.
Findings: We found statistically significant (p<0.001) difference between incision lenght. It was longer in second group. VAS scores were statistically significantly (p<0.001) higher in second group. There were no statistically significant difference at preoperative and postoperative heamogram differences, mobilization times and hospitalization times between groups.
Conclusion: Cesarean incisions are shorter if preoperative estimated fetal weight is calculated. Additionally cosmetic patient satisfaction is increased and postoperative pain is lowered.
Keywords: Visual analog scale, cesarean, estimated fetal weight, incision lenght
ÖZ
Giriş: Bu çalışmanın amacı sezeryan öncesi bakılan tahmini fetal ağırlığın(TFA), sezeryan insizyon uzunluklarına olan etkisinin araştırılmasıdır.
Materyal Metod: Bu prospektif çalışma 2014-2016 yılları arasında özel bir hastanede gerçekleştirildi. Çalışmaya sezeryan ile doğum yapan 380/7-406/7 hafta arasında toplam 238 gebe dahil edildi. Tüm gebelerde gestasyonel yaş, son adet tarihinden itibaren hesaplandı ve ilk trimester ultrasonografileri ile doğrulandı. Hastalar iki gruba randomize edildi. Birinci grup sezeryandan önce abdominal ultrasonografi ile değerlendirildi ve tahmini fetal ağırlık (TFA) ölçümü yapıldı. İkinci gruba sezeryan öncesi TFA ölçümü yapılmadı. Çalışmamızda her 2 gruptaki sezeryan insizyon uzunlukları, preoperatif ve postoperatif hemogram farkı, vizuel analog skala (VAS) skoru, hastanede kalış süreleri ve mobilizasyon süreleri karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmamızda 1.gruptaki hastalardaki insizyon uzunluğu ortalaması; 14,755±0.864 iken VAS ortalaması 50,200±9,462 bulundu. 2. Gruptaki hastalarda insizyon uzunluğu ortalaması 15,925±0,5839 iken VAS ortalaması 59,890±6,1280 bulunmuştur. Birinci grupta ki hastalar ile 2. gruptaki hastaların insizyon uzunluğu ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.001). İkinci grubun insizyon uzunlukları birinci gruba kıyasla daha fazla idi. VAS ortalamaları 2. Grupta anlamlı olarak daha yüksekti (p< 0.001). Preoperatif-postoperatif hemoglobin farkı, mobilizasyon süreleri ve hastanede kalış süreleri bakımından 1.grup ile 2. grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.
Sonuç: Sezeryan öncesi yapılan ultrasonografide TFA belirlenmesi ile sezeryan insizyonları daha küçük olmaktadır. Kozmetik açıdan hasta memnuniyetinin artması ve postoperatif ağrı skorlarının daha az olması da ek avantaj olarak bulunmuştur.
Keywords: Tahmini fetal ağırlık, vizuel anolog skalası, sezeryan, insizyon uzunluğu