Research Article
Güven Barış Cansu, Bengür Taşkıran, Eylem Bahadır
Ortadogu Tıp Derg, Volume 10, Issue 4, pp. 506-510
ABSTRACT
Aim: Adrenal masses incidentally detected (adrenal incidentalomas, AI) during imaging studies performed due to unrelated causes can be benign or malignant in behaviour and hormonally inactive or active in action. It is important whether change in size occurs during follow-up of AIs. In this study we aimed to study change in size of adrenal incidentalomas during follow-up.
Material and Method: Electronic data of 136 patients with AI, who were followed up in endocrinology unit of Yunus Emre State Hospital, Eskisehir, during 2011-2017 were evaluated retrospectively. Hormonal activity were studied by 1 mg dexamethasone suppression test, plasma aldosterone/renin activity ratio, and catecholamines and vanyl mandelic acid measurement in 24 hour urine samples. The longest diameter of AIs in the axial plane were measured by using distance cursor on computed CT images or MRI. Data of 82 patients who met inclusion criteria were evaluated.
Results: Thirty-seven (45%) out 82 patients were male and 45 (55%) were female. 42 (51%) had left sided and 40 (49%) had right sided AIs. Mean duration of follow-up was 41.5±14.7 (24-72) months. Mean diameter of AIs at the time diagnosis was 23.1±9.6 mm, and on the last imaging study was 23.4±9.8 mm (p>0.05).
Conclusion: We did not find any significant change in size of non-functional AIs during at least 2 years of follow-up.
Keywords: Adrenal incidenteloma, size, follow-up
ÖZ
Amaç: Adrenal dışı hastalıklar nedeni ile yapılan görüntüleme tetkikleri sırasında saptanan adrenal insidentalomalar (Aİ) benign yada malign, hormonal olarak aktif yada inaktif olabilir. Aİ’ların tanı, tedavi ve takibinde; başlangıçtaki adenom boyutu ve takip sürecindeki boyut artışının olup olmadığı önemlidir. Bu çalışmada non-fonksiyone Aİ’ların takip sürecinde boyut artışı olup olmadığı araştırılmıştır.
Gereç ve Yöntem: 2011-2017 yılları arasında Yunus Emre Devlet Hastanesi Endokrinoloji polikliniğine başvuran toplam 136 Aİ hastasının medikal verileri retrospektif olarak tarandı. Hastaların laboratuvar verilerinden; 1 mg deksametazon supresyon testi, plazma renin aktivitesi/aldosteron oranı, idrar katekolamin metabolitleri ve vanil mandelik asit düzeylerine göre fonksiyone olup olmadığına karar verildi. Adrenal kitlenin en büyük boyutu bilgisayarlı tomografi yada manyetik rezonans görüntüleme tetkiklerinden, aksiyel planda mesafe imleci ile ölçülerek bulundu. Çalışmaya dahil edilme kriterlerine uyan 82 hastanın verileri ayrıntılı olarak analiz edildi.
Bulgular: 82 hastadan 37’si (%45) erkek ve 45’i (%55) kadındı. Hastaların 42’sinde (%51) adenom sol, 40’ında (%49) sağ tarafta idi. Ortalama takip süresi 41,5±14,7 (24-72) ay olarak bulundu. Hastaların çalışmaya alındıkları andaki ortalama adenom boyutu 23,1±9,6 mm, takip sonu adenom boyutu 23,4±9,8 mm olarak bulundu (p>0,05).
Sonuç: Nonfonksiyone Aİ’lı hastalardaki adenom boyutunun yıllar içerisinde değişip değişmediğini araştırdığımız bu çalışmada en az iki yıllık takip sonunda adenom boyutunda anlamlı bir artış olmadığı saptandı.
Keywords: Adrenal insidentaloma, boyut, takip
Research Article
Bekir Uçan, Muhammed Erkam Sencar, Muhammed Kızılgül, Mustafa Özbek, İlknur Öztürk Ünsal, Erman Çakal
Ortadogu Tıp Derg, Volume 9, Issue 3, pp. 123-126
ABSTRACT
Aim: There is no consensus regarding the recommended surgical approach in the treatment of micropapillary thyroid carcinoma (MTC) or whether additional treatment with radioactive iodine is necessary or not. The aim of this study was to investigate the surgical findings and pathological results of micropapillary thyroid cancer with tumor size of ≤5 mm or >5 mm and also in the presence of unifocal or multifocality.
Material and Method: We enrolled 209 patients with MTC who underwent surgery at the Diskapi Training and Research Hospital between 2008 and 2012, in a retrospective study design. We divided patients into two groups according to whether tumor size of ≤5 mm or >5 mm and also categorized based on the presence of unifocal or multifocality.
Results: One hundred and three patients (13 male, 90 female) with tumor size of ≤5 mm were categorized as group 1 and 106 patients (12 male, 94 female) with tumor size of >5 mm were categorized as group 2. Central lymph node dissection was more often performed in group 2 ( 40 (43.5%) to 20 (22.2%), p:0.002). Capsule invasion were identified in 6 (6%) of the patients in group 1 and in 20 (19.4%) of the patients in group 2 (p = 0.004). There was no statistically significant difference between the two groups regarding the presence of multifocality (24 (%23.8) patients in group 1 and 33 (%32) patients in group 2; p=0.18). Lymph node metastasis was more common in group 2 when compared to group 1 (4 (%4) to 13 (%12.6), p=0.027). Five patients (5%) with microscopically positive surgical margins were found group 2 however, none of the patients in group 1 had microscopically positive surgical margins (p:0.025).
Conclusion: Although all tumors lower than 1cm categorized as micropapillary cancer, the recurrence of the disease is more common in the presence of tumor greater than 5mm or multifocal tumor regardless of size.
Keywords: Micropapillary thyroid cancer, tumor size, prognosis
ÖZ
Amaç: Mikropapiller kanserlere önerilen cerrahi şekli veya radyoaktif iyot (RAİ) verilip verilmemesi konusunda görüş birliği yoktur. Bu çalışmadaki amaç, mikropapiller tiroid kanserlerinde, tümör çapı ≤5 mm veya>5 mm olanlarda, ayrıca tek odak ve çok odak varlığında öncelikle cerrahi bulguların ve patoloji sonuçlarının dökümante edilmesidir.
Gereç ve yöntem: 2008-2012 yılları arasında Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji polikliğine başvuran toplam 209 mikropapiller tiroid kanserli hasta retrospektif olarak taranıp çalışmaya dahil edildi. Hastalar öncelikle tümör çapı ≤5 mm ve >5 mm olacak şekilde gruplandırıldı, ayrıca tümörün tek odak ya da çoklu odak oluşuna göre de sınıflandırıldı.
Bulgular: 209 hastadan 103 (13 erkek, 90 kadın) hastada tümör çapı ≤5 mm olup grup 1, 106 (12 erkek, 94 kadın) hastada tümör çapı >5 mm olup grup 2 olarak sınıflandırıldı. Grup 1 için 20 (%22.2) hastada santral lenf nodu diseksiyonu yapılırken, grup 2 için bu sayı 40 (%43.5) hastaydı (p=0.002). Kapsül invazyonu grup 1’de 6 (%6) hastada, grup 2’de 20 (%19.4) hastada tespit edildi (p=0.004). Çoklu odak varlığı açısından gruplar arasında anlamlı farklıklık saptanmadı (grup 1’de 24 (%23.8), grup 2’de 33(%32); p=0.18). Lenf nodu metastazı grup 1’de 4 (%4) hastada, grup 2’de 13 (%12.6) hastada mevcut olup iki grup arasında anlamlı farklılık mevcuttu (p=0.027). Grup 1’de hiçbir hastada cerrahi sınırda tümör tespit edilmemişken, grup 2’de 5 (%5.1) hastada cerrahi sınırda tümör tespit edildi (p=0.025)
Sonuç: Operasyon ve patoloji sonuçları değerlendirildiğinde 1 cm’nin altındaki tümörler her ne kadar mikropapiller kanserler başlığı altında tek olarak değerlendirilse de,tümör boyutunun 5 mm’nin üzerinde olmasi veya tümör boyutundan bağımsız olarak multifokal tümör varlığında daha sık rekürrens görülmektedir.
Keywords: Mikropapiller tiroid kanseri, tümör boyutu, prognoz